

Çocuklarda Korku ve Kaygı
Korku, somut bir tehlike karşısında ortaya çıkan her bireyin ve her çocuğun yaşadığı evrensel bir duygudur. Kaygı ise oldukça korkuya benzer bir duygu olmasına rağmen korku gibi gerçek bir tehlikeden kaynaklanmaz. Kaygı belirsiz ve bilinmeyen tehlikelere karşı verilen bir tepkidir. Sokakta yalnız yürürken karşınıza çıkan gerçek bir tehlikeden ziyade bir yabancı tarafından zarar görme gibi kötü bir şey olma olasılığı ile ilgili endişeden doğar. Kaygı aslında zihnin olası tehlikeleri yorumlamasından kaynaklanır diyebiliriz.
Kaygılar genellikle çocukluk döneminde oluşmaya başlar ve müdahile edilmezse yetişkinlik de devam eder. Çocuğun bulunduğu aile ortamı ve çevresine göre kaygı duygusu da gelişir. Ebeveynlerin çocuğa karşı tutarsız davranışları, çocuğun duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması, aile içi sorunlar, sürekliliği olan çekişmeler, aşırı baskıcı, reddedici, küçük düşürücü tutumlar, çocuktan beklentilerin yüksek olması, çocuğun doğal gelişimin parçası olan davranışlarının cezalandırılması gibi birçok olumsuz koşullar çocuklarda kaygının oluşmasına neden olur. Kaygı aynı zamanda öğrenilen bulaşıcı bir duygudur. Çocuklar ebeveynlerinin ya da bakıcılarının kaygı, kızgınlık, düşmanlık gibi duygularını okur ve model alırlar. Aile üyelerinde ya da çevrelerinde yoğun olarak kaygı duygusuna maruz kalan çocukların kaygılı bir yapıya sahip oldukları görülmüştür.
Çocukluk dönemlerinde gelişimsel aşamalara göre bazı korkular doğal olarak nitelendirilmektedir. Korku ve kaygıların yoğunluğu, şiddeti, sıklığı arttığında sorun haline gelebilmekte ve davranış bozukluklarına dönüşebilmektedir. Çocukların hayatlarını kısıtlayan, okul başarısını, sosyal ilişkilerini etkileyen durumlarda müdahile edilmesi gerekebilir.
Çocuklarda kaygı ve korkunun yoğun olarak yaşandığı durumlarda ek olarak gerginlik, huzursuzluk, ağlama krizleri, içe kapanma, anneye aşırı bağlanma, regresyon (alt ıslatma, parmak emme gibi), yeme düzeninde bozulma, uyku sorunları ve günlük aktiviteleri yerine getirmede zorluk çekme gibi belirtiler görülebilmektedir.
Ebeveynler çocuğa güven veren, sabırlı bir tutum sergilemeli. Çocuğun kaygılarını anlamaya ve destek olmaya istekli olmalıdır.


GEL